CHP GEÇMİŞ DÖNEM Niğde Halk-Lis Başkanı Hasan Yılmaz’dan dikkat çeken açıklama
Kuraklığın giderek derinleştiği bir dönemde, gökyüzüne yönelik müdahaleler yeni bir tartışmayı gündeme taşıdı: Yağmur hırsızlığı. CHP GD.Niğde Halk-Lis Başkanı Hasan Yılmaz, bulutların yapay yollarla yönlendirilmesinin Türkiye için ciddi bir tehdit haline geldiğini belirterek kamuoyunu uyardı.
Yılmaz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Su olmadan yaşam olmaz. Ancak son yıllarda kuraklığı sadece iklim değişikliğiyle açıklamak mümkün değil. Gökyüzümüzde yaşanan yapay müdahaleler, yağışlarımızı azaltıyor olabilir. Bu durum artık bir bilimsel gerçeklik tartışmasının ötesinde, ulusal güvenlik meselesidir.”
Uluslararası Raporlar: 50’den Fazla Ülke Kullanıyor
Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın raporlarına göre bugün 50’den fazla ülke bulut tohumlama faaliyetlerinde bulunuyor. Çin, 2022 yılında 5,8 milyon kilometrekarelik alanda bu tekniği uyguladığını resmi olarak açıklamıştı. İran ise 2023’te, komşu ülkelerin bulutlarını yönlendirerek kendi topraklarını kuraklığa sürüklediğini öne sürmüştü.
Türkiye’de Durum
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verileri, 2021–2024 yılları arasında İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da yağışların uzun yıllar ortalamasına göre %12 azaldığını ortaya koyuyor. Tarımda ise %8’e varan üretim kayıpları yaşandığı bildiriliyor.
Hasan Yılmaz, bu verilerin yalnızca iklim değişikliğiyle açıklanamayacağını savunarak şunları söyledi:
“Soframıza gelen ekmek, pazardaki sebze, çiftçinin emeği doğrudan etkileniyor. Yağmurun çalınması demek, geleceğimizin çalınması demektir. Gökyüzü hepimizin ortak hakkıdır.”
Hukuki Boşluk
Yılmaz, uluslararası hukukun bu konuda sessiz kaldığını hatırlattı. 1977 tarihli ENMOD Sözleşmesi iklim mühendisliğinin savaş amacıyla kullanılmasını yasaklasa da barışçıl amaçlı uygulamalara herhangi bir sınır getirmiyor. Bu durumun yağmur hırsızlığı olarak adlandırılan faaliyetleri gri bir alanda bıraktığını vurguladı.
“Gökyüzümüze Sahip Çıkmalıyız”
Hasan Yılmaz, açıklamasının sonunda hükümete ve kamuoyuna çağrıda bulundu:
“Atmosferin bağımsız biçimde izlenmesi, komşu ülkelerle ortak denetim mekanizmalarının kurulması ve uluslararası hukukta bu boşluğun giderilmesi zorunludur. Biz susarsak gökyüzümüzü de, toprağımızı da kaybederiz.”