Salça Sezonu Başladı: İŞTE SALÇADA Kİ GİZLİ TEHLİKE!

 


Salça sezonu yine geldi. Yaz sonuna yaklaştığımız bu günlerde, Türkiye’nin dört bir yanında tencereler kaynıyor, domatesler doğranıyor, biberler közleniyor. Balkonlar, avlular ve teraslar kırmızıya boyandı. Ev yapımı salça hazırlıkları, geleneksel mutfağımızın en renkli ve en keyifli uğraşlarından biri. Her yıl olduğu gibi bu yıl da hem sofralık lezzet hem de kışa hazırlık heyecanı yaşanıyor.

Elbette bu yıl da malzeme fiyatları bir miktar arttı. Domates ve biberin kilosu geçen seneye göre daha pahalı. Evde birkaç kavanoz salça yapmak bile artık biraz daha zahmetli ve masraflı. Ama asıl dikkat edilmesi gereken mesele, sadece cebimizi değil sağlığımızı ilgilendiriyor: kullanılan ürünlerin güvenilirliği ve pestisit kalıntıları.

Son yıllarda yapılan araştırmalar, özellikle domates ve biber gibi ürünlerde yüksek oranda kimyasal kalıntıya rastlandığını gösteriyor. Tarımda kullanılan pestisitler, yani zirai ilaçlar, zararlılara karşı koruma sağlasa da insan sağlığı üzerinde ciddi etkiler bırakabiliyor. Pestisit kalıntılarıyla temas etmek, uzun vadede bağışıklık sistemini zayıflatabiliyor, hormonal dengeyi bozabiliyor ve hatta bazı kanser türlerine zemin hazırlayabiliyor.

Greenpeace’in yayımladığı son raporlar, pazarlardan ve marketlerden alınan domates ve biber örneklerinin önemli bir kısmında birden fazla türde pestisit kalıntısına rastlandığını ortaya koyuyor. Özellikle biberde, hem yoğunluk hem de risk seviyesi daha yüksek. Bu kalıntıların birçoğu, çocuklar başta olmak üzere hassas gruplarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek türden. En büyük sorunlardan biri de şu: Bu kimyasallar gözle görülmez, kokusu yoktur, tadı yoktur. Yani tüketici onları fark edemez.

Evde yapılan salça, katkı maddesi içermediği için hazır ürünlere göre daha sağlıklı kabul ediliyor. Bu doğru. Ancak kullanılan sebzelerin kimyasal yükünü göz ardı ettiğimizde, tüm bu emek yine sağlıksız bir sonuca dönüşebiliyor. Çünkü pestisit kalıntıları kaynatmakla, haşlamakla ya da sadece yıkamakla tamamen ortadan kalkmıyor. Aksine bazı durumlarda, uzun süre pişirilen ürünlerde bu kalıntılar daha da yoğunlaşabiliyor.

Ev salçası sağlıklı olsun diye yapılan bir hazırlık, eğer doğru ürün tercih edilmezse farkında olmadan soframıza zararlı kimyasalları da taşıyabilir. Bu nedenle, salça yapılacak sebzelerin mümkün olduğunca güvenilir kaynaklardan, ilaçsız ya da kontrollü üretimden alınması büyük önem taşıyor. Mümkünse üreticisi bilinen yerel çiftçilerden ya da organik pazarlardan alışveriş yapmak, bu riski en aza indirmenin yollarından biri.

Salça, sadece bir mutfak geleneği değil; aynı zamanda bir kültür. Ancak bu geleneği sürdürürken, sağlığımızı korumayı da ihmal etmemeliyiz. Sofralarımıza giren her kavanozun ardında büyük bir emek var ama bu emeğin değeri, içerdiği güven kadar anlamlı. Bu yıl salça yaparken sadece lezzeti değil, sağlığı da hesaba katmakta fayda var.