Marif Model: Eğitime Kurulan İdeolojik Tuzak


Türkiye’de eğitim, yıllardır siyasi iktidarların müdahaleleriyle yap-boz tahtasına çevrildi. Şimdi ise sırada “Marif Model” var. İktidar bunu yeni bir başlangıç olarak pazarlıyor, ama gerçekte karşımızda duran şey, çocuklarımızın düşünce özgürlüğüne ve geleceğine kurulan ideolojik bir tuzaktır.

Bilimden Kopuşun Resmileşmesi

Marif Model, evrensel bilimsel eğitimi ikinci plana atıp yerine dar bir ideolojik kalıbı dayatıyor. Ders içerikleri, gençleri sorgulamaktan uzaklaştırıp itaatkâr bireyler haline getirmek üzere kurgulanıyor. Eğitim adı altında yapılan bu uygulama, aslında kolektif bir beyin yıkama operasyonudur.

Sanat ve Felsefeye Darbe

Modelin en yıkıcı yönlerinden biri, eleştirel düşünceyi besleyen derslerin budanmasıdır. Sanat, edebiyat, felsefe ve sosyal bilimler geri plana itilmekte; gençlerin yalnızca sınava odaklı, tekdüze bilgilerle yetinmesi istenmektedir. Çünkü iktidar, düşünen ve sorgulayan bir gençliğin kendi düzeni için tehdit oluşturduğunu bilmektedir.

Öğretmenlere Zincir

Marif Model yalnızca öğrencileri değil, öğretmenleri de hedef alıyor. Eğitimciler, özgün yöntemler geliştirmek yerine merkezi otoritenin çizdiği sınırlar içinde hareket etmeye zorlanıyor. Öğretmenler, mesleki onurlarını ve yaratıcılıklarını kaybetme riskiyle karşı karşıya bırakılıyor.

Geleceği Karanlığa Hapsetmek

Bu modelin sonucunda ülke, dünyayla rekabet edemeyen, bilimsellikten kopmuş bir gençliğe mahkûm edilecektir. Nitelikli insan gücü yurtdışına kaçacak, geride ise suskun, sorgulamayan bir kuşak bırakılacaktır. Bu yalnızca bir eğitim politikası değil, aynı zamanda geleceğimizin karartılmasıdır.

Marif Model bir reform değil; karanlığa atılmış bir adımdır. Eğitim, siyasal iktidarların ideolojik laboratuvarı olamaz. Bu dayatmaya karşı çıkmak, yalnızca öğretmenlerin ya da velilerin değil; tüm toplumun sorumluluğudur. Evvela eğitimde kaybedilen gelecek, bir daha geri gelmez.