İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu hakkında, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada, İstinaf Mahkemesi tarafından verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezası ve 4 yıl süreyle siyasi yasak kararı onandı. Karar, CHP ve muhalefet cephesinde büyük tepki topladı.
İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi tarafından "hukukun üstünlüğüne, adalete ve demokrasinin temellerine açık bir saldırı girişimi" olarak nitelendirildi. Çiftçi, "Hiçbir mahkeme kararı bizleri demokrasi yolundan geri çeviremez" diyerek partilerinin karara karşı direncini vurguladı. CHP, davanın 31 Mart 2019 seçim sonuçlarıyla ilgili olduğu ve siyasi bir motivasyon taşıdığı görüşünü savunuyor.
İmamoğlu'nun avukatları, kararın henüz kesinleşmediğini belirterek, Yargıtay'a başvuracaklarını açıkladılar. Bu gelişme, Türkiye'nin siyasi atmosferinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
CHP'den Tepkiler ve Siyasi Yansımalar
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kararın ardından yaptığı açıklamada, "Bu karar, millet iradesine yapılmış bir darbedir" diyerek, yargı sürecinin siyasi bir operasyon olduğunu ifade etti. Özel, partilerinin demokrasi mücadelesini sürdüreceğini belirtti.
Ekrem İmamoğlu'nun tutuklu bulunduğu cezaevinden gönderdiği mektup, "Cumhurbaşkanı adayı olduğum için buradayım" ifadeleriyle dikkat çekti. Mektup, halk arasında büyük yankı uyandırarak, "Başkan İmamoğlu" sloganlarının atılmasına neden oldu.
Siyasi Yasak ve 2028 Cumhurbaşkanlığı Seçimi
İmamoğlu'nun aldığı siyasi yasak cezası, 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylık sürecini doğrudan etkileyebilir. Ancak, kararın kesinleşmemiş olması ve Yargıtay'a taşınacak olması, sürecin nasıl işleyeceği konusunda belirsizlik yaratıyor.
Bu gelişmeler, Türkiye'nin demokratik yapısı, yargı bağımsızlığı ve siyasi rekabet açısından kritik bir eşik olarak değerlendiriliyor. Özellikle muhalefet cephesinde, yargı sürecinin adil ve bağımsız bir şekilde işlemesi yönünde güçlü bir baskı bulunuyor.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu'nun "ahmak davası"nda verilen karar, Türkiye'nin siyasi geleceği üzerinde önemli etkiler yaratabilecek bir gelişme olarak öne çıkıyor. Partiler arası gerilim, yargı bağımsızlığı tartışmaları ve demokratik değerlerin korunması gibi konular, önümüzdeki dönemde daha fazla gündeme geleceğe benziyor.
0 Yorumlar
Yorumunuz için teşekkür ederiz.